İzlenimcilik ile Oryantalizm Arasında

27 Aralık 2016

Felix Ziem

Ziem yağlıboya ressamı olmadan önce yetenekli bir suluboya ressamıdır. Marsilya manzaralarıyla kısa sürede ün kazanmıştır. 1841’de, Marsilya’dan ayrılıp Nice’e gider. Müşteri kitlesi İngiliz soylulardan, Rus prenslerden ve Fransız aristokratlardan oluşmaktadır, bu da sanatını doyasıya yaşamasına ve dünyayı dolaşmasına izin verir. 

Ziem 1842’den sonra hemen her yıl yolculuk yapar. İtalya, Hollanda, Rusya, Almanya, İngiltere, Türkiye, Lübnan, Mısır, Yunanistan, Cezayir, hepsi farklı türlerde eserlere konu olurlar: peyzajlar, mimari çizimler, portreler ve ustalardan kopyalar. 

Ziem tam çağının insanıdır. Öncelikle 1830’lu yıllardan sonra yerinde yaratıya ayrıcalık tanıyan ve peyzaj betimlemesinin tüm öteki türlerden üstün olduğuna inanan Barbizon Okulu ressamlarıyla yakınlık kurar. Aynı zamanda başta ay ışığı etkilerini yeniden ele aldığı Rembrandt’ın ışık gölge oyunları olmak üzere, Hollandalı ustalardan derinlemesine etkilenir. Ama tüm bunları bütünüyle fırça vuruşlarının çeşitliliğinin, rengin yoğunluğunun öne çıktığı kendi resim tarzıyla, çok hızlı, çok çevik tekniğiyle modernleştirir. Ziem ayrıca Turner, Bonington, Constable gibi İngiliz ressamlardan da, Canaletto, Guardi gibi İtalyanlardan da esinlenmiştir. 

Felix Ziem

Ziem’in yolculuk merakı oryantalist ressamlardan sayılmasına neden olmuştur. Peki ama onu gerçekten oryantalist bir ressam olarak görebilir miyiz? Öncelikli olarak ışıkla ve peyzajlarla ilgilenmiştir. Yapıtlarında şehvetli kadınlara, hareme ya da hamam sahnelerine rastlanmaz hiç. İlgilendiği şey her şeyden önce renk, ışık, gökyüzüyle suyun incelikli karışımı, Doğu sislerinde yitmiş bir caminin uzaktan görüntüsüdür. İnsan figürü, peyzajı canlandırmaya yarayan bir öğeden, rengi belli belirsiz, çoğunlukla uzaktaki bir lekeden başka bir şey değildir. 

Ziem her ne kadar renk, ışık, fırça vuruşları, motifin birçok leke ve virgüle ayrışması üstüne çalışmaları nedeniyle izlenimciliğin habercilerinden biri olarak görülse de, İzlenimci ressamlardan ayrılır. Onda modern yaşam betimlemeleri yoktur, çıplak yoktur. Öte yandan, taslak bitmiş bir yapıt değildir onda, anı yakalama kaygısı gütmez. Her resmin bir atölye çalışmasından geçmesi gerekir. Ziem izlenimcilikle oryantalizm arasında sıra dışı bir ressamdır. İşleri herhangi bir akıma, herhangi bir resim okuluna bağlanamaz. Yaratısı bütünüyle kişisel, derinlemesine özgün bir yapıttır. İşte bugünlerde de bu özelliğiyle yeniden keşfedilmektedir. 

Félix Ziem: Işık Denizinde Bir Gezgin sergisi 10 Kasım 2016 – 29 Ocak 2017 tarihleri arasında Pera Müzesi’nde gerçekleşti.

Venedik Ressamı

Venedik Ressamı

Pera Müzesi 10 Kasım 2016 – 29 Ocak 2017 tarihleri arasında 19. yüzyılın en özgün manzara ressamlarından Fransız sanatçı Félix Ziem’i ağırlıyor. 

Félix Ziem’in Beş Çarpıcı İstanbul Manzarası

Félix Ziem’in Beş Çarpıcı İstanbul Manzarası

On dokuzuncu yüzyılın en özgün manzara ressamlarından Fransız sanatçı Félix Ziem’in eserleri Işık Denizinde Bir Gezgin sergisiyle Pera Müzesi’nde. 

On Dokuzuncu Yüzyılda Gezgin Olmak

On Dokuzuncu Yüzyılda Gezgin Olmak

N’olmuş? işbirliğiyle hazırlanan yazı dizimiz devam ediyor. Kendilerini; “Bilindik N’olmuş? sorusunu her gün yeniden soruyor, karşımıza çıkan sayısız beklenmedik cevabı sizlerle paylaşıyoruz. 

OSZAR »