Yaşadığım Ev

  • 11 Ocak 2014 / 14.00
  • 19 Ocak 2014 / 16.00

Yönetmen: Eugene Jarecki
ABD, 108’, 2012, renkli
İngilizce; Türkçe altyazıyla

Amerika’daki “Uyuşturucuyla Savaş” programı kırk yılı aşkın bir süre içinde 45 milyon tutuklamaya yol açtı, Amerika’yı dünyanın en büyük cezaevi işletmesi haline getirdi, yoksul kesimlere zarar verdi. Bütün bunlara rağmen uyuşturucular Amerika’da daha ucuz, daha saf ve hiç olmadığı kadar kolay bulunuyor. Yirmiyi aşkın eyalette çekilen Yaşadığım Ev, Amerika’nın uyuşturucuyla savaşının tüm düzeylerinden yürek burkucu hikayeler yakalıyor – satıcısından yaslı anneye, narkotik memurundan senatöre, mahkumundan federal hakime...Birlikte ele alındığında bu hikayeler acil sorular soruyor: Bu savaşa yol açan neydi? Onu sürdüren ne? Sona erdirmek için ne yapılabilir?

Gerçekleri Konuşalım<br/>Belgeseller

GerçekHayatta

Gerçekleri Konuşalım<br/>Belgeseller

Yaşadığım Ev

Gerçekleri Konuşalım<br/>Belgeseller

Kulak Ver

Gerçekleri Konuşalım<br/>Belgeseller

Kız Manken

Gerçekleri Konuşalım<br/>Belgeseller

Tabloid

Gerçekleri Konuşalım<br/>Belgeseller

Koşucular Kasabası

Yaşadığım Ev

Bizans'ta Şifalı Bitkiler

Bizans'ta Şifalı Bitkiler

Bitkilere dair bilgi birikimi ve şifa uygulamaları yakın ilişki içindedir. Bazı köklerin toksik ve halüsinojenik doğası ve bunları koparmanın tehlikeleri, mitsel ya da büyülü bir nitelik ve güce sahip olmuştur.

Mostar’ın 8 Sorununa 8 GIF

Mostar’ın 8 Sorununa 8 GIF

Pera Müzesi Blog, N’olmuş? işbirliğiyle yeni bir yazı dizisine başlıyor. “Bilindik N’olmuş? sorusunu her gün yeniden soruyor, karşımıza çıkan sayısız beklenmedik cevabı sizlerle paylaşıyoruz.

Akışkan Rego

Akışkan Rego

Her ne kadar Rego, geç de olsa, çağının öncü feministlerinden biri olarak kabul edilmişse de, cinsel akışkanlığı ele alışıyla ilgili çok az şey yazılmıştır. Hatta çizim ve resimlerindeki sado-mazoşist akım, partiarka ile sömürülen kadın arasındaki klasik çatışmanın bir okuması olarak anlaşılmıştır. Türkiye ve Almanya’daki ilk müze sergileri, Rego’nun toplumsal cinsiyet ve kimlik hakkında sanıldığının çok ötesinde akışkan bir anlayışa sahip olduğunu gösteriyor.  

OSZAR »